TERLEME TEDAVİLERİ

Terleme (Hiperhidroz) Tedavisi

Terleme memelilerde toksinlerin vücuttan atılabilmesi ve vücut ısısının dengede tutulabilmesi için gerekli bir adaptasyon mekanizmasıdır. Ancak pek çoğumuzun sandığının aksine toksin atılımındaki rolü sınırlıdır ve böbrekler kadar etkin rol oynamazlar.

Terleme normal fizyolojik bir olay olmakla birlikte bazı bireylerde lokalize alanlarda aşırı terleme ( hiperhidroz ) gözlene bilmektedir. Burada terlemenin yerleşimi, oluş şekli ve zamanı, altta yatan önemli bir sistemik hastalığın var olup olmadığıdır. Şunu biliyoruz ki diabet, tiroid hastalıkları, paratiroid bezi tümürleri, emosyonel stresler, bazı kolinerjik ajan salgılayan tümörler, bazen talamus gibi alanlara baskı yapan beyin tümörleri, bazı sistemik ilaç tedavileri ve menapoz bilinen aşırı terleme nedenleri arasındadır. Yine bazı serum elekrolit seviyesinde ( kalsiyum, magnezyum vb ) dengesizlik oluşturan hastalıklar aşırı terlemeye neden olabilmektedir.

Çocukluk çağından beri süre gelen aşı terleme şikayetlerinin genellikle yapısal olduğu bilinmekle birlikte ileri yaşlarda aniden ortaya çıkan terleme artışı durumlarında altta yatan nedenin araştırılması önemlidir.

Terleme tedavilerine başlamadan önce hekiminizin bir klinik değerlendirme yapması önemlidir.

Bu durum genellikle sosyal yaşamı olumsuz etkilediğinden bireylerin tedavi maksatlı arayışları da özellikle yaz aylarında gündeme gelmektedir. Alimünyum klorid içeren deodorant ve spreylerin güvenilirliği hala tartışma konusudur. Bu içeriklerin emiliminin sistemik tokisk etkiler ve karsinojen yaratabileceğinden endişe edilmektedir. Bu tür tedaviler günlük kullanımla sınırlı kaldığı ve bırakıldığı ilk günden itibaren terlemenin geri döndüğü bilinmektedir. Bu nedenle hastalar tarafında uzun etkili ve sağlık yöntem arayışı devam etmektedir.

Bilinen en kalıcı yöntem cerrahidir. Hayat boyu kalıcılık sağlayan bu yöntemlerde boyundaki servikal sinirlerden terbezlerine gidenler ayrılarak klemplenmektedir. Boyun bölgesinde gelişebilecek cerrahi komplikasyonlar, akciğer delinmesi ( pnömotrox), kol kaslarında zayıflık ve his kaybı gibi durumları içermektedir. Ancak hastalar önemli risk barındıran bu cerrahilerden çekindikleri için cerrahisiz çözümleri tercih edebilmektedir.

Hiperhidroz tedavisinde uygulanan en sık yöntem ise botox’dur.

Botox aşırı terleyen bölgelerdeki terlemeyi azaltmak amacı ile kullanılır. Botulinum toksin, ter bezlerine uygulandığında, ter bezleri ile sinir uçları arasındaki asetil kolin bağımlı iletim de durdurularak ter bezlerinin çalışması azaltılabilir. Vücudun en çok terleyen bölgeleri, avuç içleri ve koltuk altı bölgesidir. Bunun yanında kasık makat, yüz alın ve saçlı deri gibi alanlarda çok terlemesi olan hastalara da botox tedavisi uygulanmaktadır. El terlemenin fazla olması hastaların sosyalleşmelerini, sınav performanslarını, tokalaşma isteklerini, iş yapma konforlarını olumsuz etkilemktedir. Yine koltuk altı ve kasık terlemeleri hastaların kıyafet tercihlerini, sosyal uyumlarını olumsuz etkilemektedir.

Botox tedavisi bu alanlarda sadece terlemeyi azaltmakla kalmayıp aynı zamanda terlemeye bağlı gelişen diğer sorunları da ortadan kaldırmaktadır. Aşırı terleme ve buna bağlı ter kokusu şikâyeti olan kişilerde terleme yok edildiği zaman nemli ortamda üreme imkanı bulan bakteriler ve onların ürettiği toksinlere bağlı koku da yok olmaktadır. Yine kasık, makat ve ayaktaki terlemenin azaltılması mantar enfeksiyonlarının kurutulmasında başarılı bir tedavi şeklidir. Ayakta ve elde terleme artışı olan bireylerin çoğunda egzemaya yatkınlığında arttığı bilimektedir. Dishidrotik egzema gibi durumlarda terlemenin azaltılması ayaktaki ve eldeki egzemanın tedavisine katkı sağlamaktadır. Yine ayak terlemeleri tırnak batıklarının önemli nedenleri arasındadır. Terlemeye bağlı ödem ve maserasyon azaltılması batık tedavisine katkı sağlamaktadır.

Botox etkisi ortalama 6-8 ay sürmektedir. Etki azaldığı zaman hastalar tekrar terlemeye başlar ancak ter bezleri çalışmadıkları bu uzun süre zarfında atrofi dediğimiz küçülmeye gittikleri için terleme başlasa bile eskisi kadar yoğun terleme olmaz. Bu işlemler terleme başladıktan sonra tekrar edile bilir. Ara ara tekrarlana bu işelmelr ter bezlerini zamanla küçülterek aşırı ter salgısının azalmasına katkıda bulunur. Ancak unutlmamalıdır ki bu tedavi asla kalıcı olarak ter bezlerini yok etmez. Terleme tekrar başlasa da ter bezi salgısının azaldığını hastalar zamanla gözlemlerler.

İşlem avuç içi ayak tabanında ağrılı olması nedeni ile lokal anestezi gerektirmektedir. Ancak diğer alanlarda lokal anesteziye pek gerek kalmaz.

Hastalarımız sık sorduğu sorulardan biri de ter bezleri baskılanırsa toksinleri nasıl atacağımız endişesi. Daha önce de belirttiğim gibi toksin atılımın çok ama çok az bir kısmını üstelenen ter bezlerinin tamamını zaten bloke etmiyoruz. Sadece lokalize bir alanda çok çalışna kısmı baskılıyoruz. Tüm vücudumuzda yaygın bulunan diğer ter bezlerimiz de bu ihtiyacımızı fazlasıyla karşılamaya yetmektedir.

Merak ettiklerinizi doktorumuza sorabilirsiniz.
Bu internet sitesi en iyi performansı gösterebilmek için çerezlerden faydalanmaktadır. Sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş olursunuz. Detaylı bilgi için Çerez Politikası'na bakınız.
Tamam